Gaziantep Kekemelik Merkezi

Telefon: +90 (216) 550 94 95 Telefon: +90 (342) 231 93 73
E-Posta: info@gaziantepkekemelik.net

Kekemelikle ilgili genel bilgiler

Kekemelikle ilgili genel bilgiler

Çocuklar zaman zaman kekeler mi?

Çocukların % 5’in de konuşma bozukluğu görülebiliyor. Bu durum 5 yaşına kadar devam ediyor. 5 yaşından itibaren ise bu oran % 1’e düşüyor. Bir çok çocuk gelişim döneminde takılma, tutulma, tekleme, kekeleme yaşayabilir. Bunların büyük bir kısmı kendiliğinden kaybolur. Sadece % 1’lik kısmı kalıcı olur. İki ile altı yaş arasındaki çocuklarda düşünme hızı konuşa hızından fazla olduğu için çocuk düşünme ve konuşma arasında bir denge kuramaz ve kekeler. Bu dönemde geçici bir kekemelik doğal bir sonuç olarak görülebilir. Bu durumu hemen kekemelik olarak değerlendirmemek gerekir. Bu dönemde çocuk konuşurken duraklar, sesleri, heceleri, sözcükleri tekrarlar. Ama kendisi bunun pek farkında değildir. İşte bu 2-6 yaşlar arasında kekeleme ve tutulmaları doğal bir süreç olarak değerlendirmek gerekir. Eğer ve sosyal çevre bu dönemde çocuğun konuşmasına müdahale etmezse kekemelik zamanla kaybolur. Ama çocuğa müdahale edilirse, konuşması düzeltilirse kekemelik kalıcı hale gelebilir.

Kekemeliğin tespit edilmesinde ailenin önemi

Kekemeliğin erken dönem tespitinde özellikle annelere babalara, ailelere büyük görevler düşüyor. Aile çocuğun sosyalleşmesinde, psikolojik, fiziksel gelişiminde, davranış sürecinin oluşumunda tartışmasız en önemli bir faktördür. Çocuk ilk dönemlerde konuşmaya başlar. Aile çocuğun ne söylediğine, nasıl söylediğine odaklanır. Bu konuşma döneminin ayrı bir özelliği vardır. Bu süreçte çocuklarda düşünme hızı, konuşma hızından fazladır. Bundan dolayı çocukta geçici kekemelik veya konuşma bozuklukları görülebilir. Bazı anne babalarsa, çocuğun bu dönemde yaşıtlarından farklı konuştuklarını tespit edebilirler. İşte bu ilk izlenim sonrasında çocuğun konuşmasında bir bozukluk olup olmadığının tespit edilmesi gerekir. Bunun için hemen bir uzmanla görüşmek gerekir. Bu dil gelişim sürecinde aileler çocuğun ruhsal ve duygusal gelişimi için huzurlu, güvenli, sevecen ortamlar oluşturmalıdır. Baskı, şiddet, gerginlik, sevgi yoksunluğu çocuğun dil gelişimini çok olumsuz etkiler. Erken dönemde tespit edilen kekemelik uzman gözetiminde kolayca ortadan kaldırılabilir. Eğer kekemelik başlamışsa acilen bir psikolojik destek alınmalıdır. Çocuklarda kekemelik riski ergenlik dönemine kadar devam ediyor. Ergenlik döneminden sonra bir insan kolay kolay kekeme olmaz.


Çocuklarda kekemelik doğal bir süreç midir?

Kekemelik bir konuşma bozukluğudur. Kekemelik konuşma sırasında veya konuşmaya başladıktan sonra oluşur. Bu sırada heceleri, sesleri yineleme, tekrarlama, uzatma, konuşma akıcılığında duraklama şeklinde ortaya çıkar. Kekemelik bazen konuşmada ritim bozukluğu olarak da adlandırılır. Kekemeliğin nedenleri psikolojik, fizyolojik ya da kalıtımsal olabilir. Bu dönemde kekeme olma ihtimali çok yüksektir. Dil gelişim süreci kekemelik için önemli bir zaman dilimidir. Eğer çocuk bu dönemi sağlıklı atlatırsa ergenlikten sonra kekemelik yaşama ihtimali nerdeyse % 0’a yakındır. Kekemelik için en uygun dönem dil gelişim dönemidir. Bu süreçten sonra çocuk dil gelişimini tamamlar. Kekeme olma ihtimali de azalır. Ailesinde kekeme olan anne ve babaların çocuk teklemeye, tutulmaya, kekelemeye başladığında acil tedbir almaları gerekiyor. “Zamanla geçer” düşüncesi kesinlikle doğru değildir. Hatta bazı hekim arkadaşlarımız dahi aileye “Merak etmeyin zamanla geçer” diyorlar. Zamanla geçerse insanların % 1’i neden kekeme diye soruyorum. Ülkemizde yaklaşık 1 milyon civarında kekeme var. Bakın bunların kekemeliği zamanla geçmemiş. İlk yapılacak iş bu konuda uzman bir psikolog yada konuşma terapisti ile iletişime geçmektir.


Kekemelik ne zaman ortaya çıkar?

Çocuklarda dil gelişimi bir süreç işidir. Zaman alır. Çocuk bir günde tak tak konuşmayı öğrenemez. Çocuklar ilk defa konuşmaya başlayınca anne ve babalar bundan çok etkilenirler. Çocuk acemi bir şoför gibidir. Konuşmayı yeni yeni öğrenmektedir. Çocuk konuşurken bazı kelimeleri tekrar eder. Bazı sözcükleri arar. Bazen duraklar. Bu durum bazı anne ve babaları kaygılandırır. Bu durumu kekemelik gibi algılarlar. Çocuklar bu akıcı olmayan konuşma dönemini 2 ile 7 yaşları arasında yaşarlar. Bu tekrarlara, duraklamalara en sık da 3-5 yaşlar arasında rastlanır. Genetik olarak kadınların beyinlerindeki konuşma birimi erkeklere göre daha etkin çalışır. Bu nedenle erkek çocuklar kız ocuklarına göre 4-5 kat daha fazla bozuk konuşurlar. Ayrıca 4 kekemeden birisi kız, üçü ise erkektir. Bu dönem çocuklarda dil gelişimi dönemidir. Bu dönemdeki takılma ve tutulmalara bakarak hemen “çocuğum kekeme oldu” diye düşünmek zararlıdır. Kimseye bir şey kazandırmaz. Bazen çocuk konuşurken bazı kelimeleri tekrar eder. Anne baba bu tekrarı kekemelik gibi algılar. Vesveseye kapılan anne ve babalar olayı büyütürler. Panikler ve ne yapacaklarını bilemezler. Bu durum çocuğa daha fazla zarar verir. Bu durumda yapılması gereken şey serinkanlı olmaktır. Hemen bir uzmana gidip danışabilirsiniz. Kendi kendinize teşhis koyup tedaviye girişmeyiniz. Üç yaşındaki çocuğu anne baba alıp piyasada bolca bulunan kasap, manav, terzi amcaların açtığı kekemelik merkezlerine götürüyorlar. O ehliyetsiz ve yetkisiz şarlatanlar ise çocuğa çok büyük zarar veriyorlar. 


Kekemeliğin Nedenleri Nelerdir?

Kekemeliğin sebeplerine dair çok farklı görüş bulunmaktadır. Bundan dolayı kekemelik nedenleri ile ilgili kesin bir şey söylemek çok zordur. Her görüşün kendine göre bir doğruluk payı vardır. Ama bu konuda kesin bir fikir birliği sağlanmış değildir. Bu konudaki ortak görüş kekemeliğin bir nedene bağlı olamayacağıdır. Bazı uzmanlar kekemeliği davranışçı ekole göre değerlendirip “kekemelik öğrenilmiş bir davranıştır” diyorlar. Bazı uzmanlarsa kekemeliği bir direniş, bir direnç olarak ele alıp inceliyor. Bazı uzmanlar ise kekemelikte çevresel etmenlerin önemli olduğunu vurguluyorlar. Bir başka uzman görüşüne göre ise kekemelik psikolojik bir sorundur. Aslında kekemelik bir çok nedenden dolayı ortaya çıkabiliyor. Kekeme bireyin yakın çevresinin kekeme olma ihtimali % 50 civarındadır.  Yani kekemelikte genetik yatkınlık etkilidir. Eğer genetik yatkınlık varsa ikinci önemli faktörde korku, travma yaşamış olmaktır. 500 kekeme üzerinde yaptığım bir araştırmada kekemelerin % 50’sinin ailesinde kekemelik problemi yaşayan insan vardı. Yine bu 500 kekemenin yaklaşık % 90’ı korku ile kekeme olmuştu. Bu korku duygusunun yanında kardeş kıskançlığı, ateşli hastalık, taklit gibi etkenlerde kekemeliği ortaya çıkarmaktadır. Kekemeliğe yatkınlık nörofizyolojik iken kekemeliğin ortaya çıkması ve kalıcı hale gelmesi tamamen psikolojik nedenlere dayanmaktadır. Kekeleyen kişilerle normal insanların konuşurken beyin faaliyetleri belirgin bir biçimde farklılık göstermektedir. Kısacası işin içinde psikoloji var, nöroloji var, biyoloji var, sosyoloji var. Kekemelik bir çok faktöre bağlı olarak ortaya çıkıyor ve devam ediyor.

gaziantep kekemelik tedavisi   kahramanmaraş kekemelik tedavisi   kilis kekemelik tedavisi   hatay kekemelik tedavisi  
mardin kekemelik tedavisi   diyarbakır kekemelik tedavisi   Osmaniye kekemelik tedavisi    Adıyaman kekemelik tedavisi
Adana kekemelik tedavisi   Mersin kekemelik tedavisi   Malatya kekemelik tedavisi   Siirt kekemelik tedavisi   Elazığ kekemelik tedavisi

Tags:kekemelik, panik atak, depresyon, vajinismus,  depresyon gaziantep, gaziantep panik atak, gaziantep vajinismus, gaziantep kekemelik, gaziantep psikolog, aile terapisi, cinsel terapi, sınav kaygısı, erken boşalma